Yaşam boyu öğrenmeye inanan bir profesyonel olarak, araştırma esnasında çıkarım yapma ve not tutma tekniklerinin etkili öğrenmeye çok katkı sağladığını düşünüyorum. Bu yazıda sizlere, etkili not tutma ve veri toplama amacıyla kısa bir süredir kullandığım Obsidian uygulamasından bahsetmek istiyorum.
Obsidian çok basit bir tanımlama ile bir not tutma uygulaması. Ancak bugün hepimizin çok daha sık kullandığı popüler not tutma uygulamalarına (örneğin Apple Notes, Microsoft OneNote, Evernote vb.) kıyasla temel bir farkı, notlarınızı sınıflandırma ve ilişkilendirme yönteminde saklı.
Obsidian, bir PKM/KBY (Personal Knowledge Management – Kişisel Bilgi Yönetimi) aracı. Kişisel Bilgi Yönetimi kavramını, bilgiye erişimin bu denli kolaylaştığı günümüzde artık bilginin tasniflenmesi ve istenildiğinde kolaylıkla ulaşılabilir hale gelmesine yarayan bir sistem olarak da tanımlanabilir.
Gün içerisinde pek çok farklı kaynaktan veri ve bilgi alıyoruz; internet makaleleri, kitaplar, arkadaşlarımızla yaptığımız sohbetler, sosyal medya platformları, televizyon, süreli yayınlar bunlardan bazıları. Bu denli yoğun bilgi girişinin olduğu noktada bu bilgileri saklamak, gerektiğinde erişmek için hafızamızı kullanmak artık yeterli olmuyor, en azından benim için. Elbette küçük not kağıtlarına, defterlere not almak da olası ancak yine bu notları saklamak, farklı yerlerdeyken erişmek, aklımıza bir fikir geldiğinde hemen o anda bir yere kaydetmek önemli bir sorun haline geldi.
Peki Obsidian ne işe yarıyor?
Obsidian, yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığım sorunu ortadan kaldırabilecek , bilgi akışınızı kaydederek bunları sınıflandırabilecek, farklı görünümler ile “büyük resmi” görmenisi sağlayabilecek bir uygulama. Obsidian’ın güçlü yönleri;
- markdown olarak isimlendirilen metin biçimlendirme yöntemini barındırması (ayrı bir yazıda detayına girebiliriz)
- notlarınızı kendi veritabanı yerine işletim sisteminin dosya sistemi içerisinde okunabilir olarak saklaması (böylece ileride Obsidian’ın geliştirilmesi durursa ya da desteklenmeyen bir işletim sistemine geçerseniz notlarınızı kaybetmeyeceksiniz)
- notlarınızı sınıflandırmada farklı alternatifler sunması;
- Klasör kullanımı ile hiyerarşik sınıflama
- Etiket (tag) kullanımı ile yapısal sınıflama
- Relations (ilişkiler) kullanarak tek yönlü / iki yönlü bağlantı ile sınıflama
- Etiketleme ve ilişki kurmada pratik ve hızlı yöntem sunması
- Grafik görünümü ile notlarınıza farklı açılardan bakma imkanı
- Bulut üzerinde çalışabilmesi
- Eklentiler (plug-in) sayesinde çok çeşitli ihtiyaçların karşılanabilmesi
- Farklı tema seçenekleri ve koyu-açık görünüm modlarına sahip olması
- Kişisel kullanımının tamamen ücretsiz olması
- Mobil uygulamalar ile tablet ve telefonunuzda da çalışması ve notlarınıza her yerden erişim imkanı sunması
Obsidian Evernote yada OneNote’a alternatif mi?
Cevabım hem evet hem hayır.
Obsidian içerisindeki her bir nota bir ya da birden fazla eklenti (attachment) ekleyebilir ve dosya sisteminiz içerisinde saklayabilirsiniz. Örneğin yeni bir not yaratıp bir internet sitesinden indirdiğiniz / kırptığınız bir görseli notunuzun içerisine gömebilirsiniz. Eğer bu tarz not alma araçlarınızı taranmış dokümanları arşivlemekte kullanıyorsanız, içerisinde karakter algılama (OCR) özelliği barındıran, bulutla senkronize, kriptolama destekleyen, Internet tarayıcılar içerisindeki eklentilerle direkt olarak not kırpmaya izin veren Evernote gibi uygulamaları kullanmak daha avantajlı olacaktır. Diğer taraftan eğer kendi yazdığınız notları arşivlemek, bir konuya odaklanarak o konuda araştırma yapmak ve farklı ilişkilerle yeni fikirler ortaya çıkarmak istiyorsanız, bu durumda Obsidian ve benzerlerini kullanmak avantajlı olacaktır.
Sınıflandırma İmkanları
Yukarıda bahsettiğim üzere Obsidian notlarınızı temelde üç farklı yöntemle sınıflandırma imkanı sunuyor;
Klasörleme: En temel ve bilinen yöntem. Notlarınızı klasörler içerisine koyarak, klasörleri de yeni klasörler içerisine yerleştirerek hiyerarşik bir sınıflandırma yapmanız mümkün. Avantajı alıştığımız yöntem, dezavantajı, bazen bir notu birden fazla başlığın altına yerleştirmek isteyebilirsiniz. Bu durumda hangi klasöre koyacağınıza karar vermek bir sorun.
Etiketleme (tag): Klasörlemenin hiyerarşisine bir alternatif notları etiketlemek. Her bir not içerisine “#” ile başlayan etiketler ekleyerek notlarınızı klasörlerden bağımsız olarak etiketleyebilirsiniz. Bir nota birden fazla etiket eklemek, hatta etiketleri de hiyararşik olarak vermek (#işNotlarım ve #işNotlarım/Legonimbus gibi) mümkün.
Bağlantı Verme: Obsidian’ın bana göre en güçlü tarafı notların içerisinden diğer notlara bağlantı verme imkanı sunması. Böylece bir notu tutarken, not içerisine “[[referans_not]]” kullanarak bir başka nota erişim verebiliyorsunuz. Üstelik istenirse referans verilen notu, referansı verdiğiniz not içerisinde görüntülemek (içerisine gömmek) de mümkün.
Örneğin bir konu hakkında araştırma yaparken bazı web sitelerinden notlar almaya başladınız. Her bir siteden aldığınız notu ayrı notlara kaydederek, daha sonra bir çıktı notunda bu notlara referans vererek ana notunuzu görüntüleyebilirsiniz.
Örneğin üstteki görünümde sol tarafta klasörler kullanılarak Eğitim Programları içerisinde LegoNimbus için bir klasör açılmış. LEGONimbus notu içerisinde ise platformda sunulan üç programa ilişkin notlar bağlantı olarak verilmiş.
Graph View
Yine Obsidian’ın güçlü taraflarından birisi, birbirine bağladığımız notları bir grafik görünümünde birbirileri ile olan ilişkilerini gösterecek şekilde sunabilmesi.
Yan tarafta gördüğünüz üzere LEGONimbus’a bağlı 3 ürün ve bunların sınıfları gözüküyor. Elbette bu blog yazısı için hazırladığım 4-5 nottan çok anlamlı bir grafik çıkmıyor ancak uzun süre Obsidian kullananların elde ettikleri “not haritaları” çok farkı bakış açıları sunmanızı sağlıyor. Bir uç noktayı (node) tutup sürükleyerek, ilişkide bulunduğu diğer notları çekmeniz ve incelemeniz de mümkün. Örneğin 3.639 adet not içeren bir Obsidian kullanıcısının grafik görünümünü aşağıda görebilirsiniz ;
Obsidian hakkında YouTube üzerinde çok sayıda kaynak bulmak mümkün. Eğer siz de benim gibi sık not tutan biriyseniz, uygulamayı indirip mutlaka denemenizi tavsiye ederim. Üstelik Mac, Windows ve Linux üzerinde ücretsiz olarak kullanabilirsiniz. Bir başka yazıda görüşmek dileğiyle.
Hasan Sütcüoğlu